Türkiye, tarımda büyük bir potansiyele sahip ama bu potansiyel her geçen gün heba oluyor. Çiftçi tarlasına mazot koyamazken, gübresini alamazken, ürettiği ürünün karşılığını bulamazken biz hâlâ günübirlik çözümlerle vakit kaybediyoruz.
Mazot, gübre, yem fiyatları sürekli artıyor; destekler ise ya yetersiz ya da geç geliyor. Çiftçi alın terini toprağa döküyor ama kazanan aracılar oluyor. İklim krizi ve kuraklık da cabası.
Artık net bir şey söylemek gerekiyor: Tarım bir milli güvenlik meselesidir. Gıdada dışa bağımlılık, geleceğimizi ipotek altına almak demektir.
Çözüm bellidir: Bilimsel planlama, kooperatifleşme ve üreticiye güven verecek fiyat politikaları. Çiftçiyi korumayan hiçbir iktidar, toplumu da koruyamaz.
Türkiye’nin bereketli toprakları var; mesele bu bereketi adil ve akıllı politikalarla halkın sofrasına taşımaktır. Çiftçinin sesi duyulmadıkça kaybeden hepimiz olacağız. Çünkü sofralarımızdaki yiyeceklerimizin tümü çiftçi emeğidir
Yorum Yazın