EĞİTİM İLAN
BEDAVA İLAN-EMKLAK İŞYERİ
Ankara
DOLAR23.6526
EURO25.5468
ALTIN1495.0
Sena TEKİN

Sena TEKİN

Mail: [email protected]

Leviathan

Leviathan, "insan insanın kurdudur" diyen Hobbes ‘un en bilindik siyasi benzetmelerinden oluşan ve kökleri İbrani mitolojisine dayanan bir anlatısıdır.

Okurlarım bilir ki, mitolojik ve felsefi öğeleri yazılarımda serpiştirme kullanmaya bayılırım. Ama önce Leviathan‘ın mitojik boyutunu ele alalım: Leviathan‘ın etimolojik kökeni ibranice 'livyah'dan gelir.
Anlamı; kıvrılmış, dolanmış olan demektir. 

Leviathan kaosu temsil eden bir deniz timsahı veya yılanı, ama özünde bir deniz canavarıdır. Bu yüzdendir ki, eski Ahit ve Eyüp kitabında kıyameti haber veren bir yanı ile yenilmez bir güç olarak betimlense de, Hristiyan inancına göre; kıyamet günü Tanrı Leviathan‘ı öldürecek ve etinden kurtulanlara dev bir ziyafet sofrası hazırlayacaktır.

Peki, Hobbes için Leviathan ne demekti? Mutlak güce sahip olan polis devleti.
Devlet Leviathan kadar korkunç ve vahşi olmalıdır ki, bireylerin refahını koruyabilsin.

Leviathan yurttaşlarını korumak için onların bireysel özgürlüklerinden vazgeçmelerini emreden mutlak bir deniz canavarıdır. Önemli olan özgürlük değil güvenliktir. Tüm bunlardan hareketle, Leviathan devleti, canı ne isterse yapan, bireyin özgürlüğü ile beslenen korku kültürü ile yaşayan bir canavardan öteye geçemez.

Bütün bunları düşünürken aklıma geçen gün okuduğum bir haber geldi.
Haber; Adana’nın tek eksiği olan Ferdi Tayfur müzesinin açılışına yönelik.

Yerli ve milli ürünlerde bugün Ferdi Tayfur müzesi ile mevcut insanlık için küçük, ama belediyecilik hedonizmi için büyük bir adım atılmış olmalı..

Yapımı için nasıl ne kadar ve hangi amacı öncülleyen bir yaklaşımın kullanıldığına dair kimsenin bir fikrinin olmadığı, belirli bir arabesk alt kültürünün temsilcisinin hiç de ilgilenmediğim hayatı, filmleri vb. şekilde ele alan bir mimari şaheser insanlığa kazandırıldı. (!)

Adana’nın zaten başka sorunu yoktu, çok iyi düşünülmüş!

Zaten kendimi sıkça sorguladığımdan olsa gerek ve Leviathan devletini çok iyi bildiğimden yine aklıma belirli bir alt kültür eğlencesi olan pardon sporu olan güreş festivalleri düzenleyen aynı belediyenin bu şahane projesi ile bir kere daha iliklerime kadar sanata, hizmete ve topluma olan duyarlığını hatırladım.

Zira o belediyenin yönetimde söz sahibi olduğu bir yerde yaşıyorum. Yağmur yağınca kapının önünde oluşan göletten heran bir Leviathan fırlayacakmış gibi hissediyorum. Düzenlenmemiş ar-ge'si yapılmamış imara açılmış sokakları görünce de Leviathan çıkacak sanıyorum korkuyorum.

Geçen gün yol olan yerde artık bir ev var mesela, Leviathan çok becerikli. İmarda yeşil alan olarak görünen yerleri doldurmak için sanırım dünyanın her yerinden gelen beynelmilel çöplerine ev sahipliği yapan yerden kamyonlarca getirilip dökülen toprağımsı çöp yığınlarınıda görünce aman tanrım Leviathan çıkar mı diye tedirgin olmuyor değilim, ama neyseki üzerinde çocukların oynayacağı bir park yükselecek.

Belki göremem ama malum belediyecilik başka bir şey çevre düzenlemesi bambaşka birşey. Ama sonra sakinleşiyorum çünkü Leviathan güvenle yaşamam için elinden geleni yapıyor. Buna vergilerle yaptırılan Ferdi Tayfur müzesi de dahil, içim huzura kavuşuyor derken, fonda siyasiyabend çalıyor. "Ağrı dağından uçtum çayır çimene düştüm, düştüm ırak ellere dile gelmez hallere, şu devlet dedikleri köhne virane kurmuş gönüllere tenha" 

Sonra Leviathan’ın öldüğünü ve kurtulanlardan olabileceğimi düşünüyorum. "Düşünüyorum öyleyse yokum" kıyamet gelmiş demektir, artık özgürüm..

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
msp