Ankara
DOLAR23.6526
EURO25.5468
ALTIN1495.0
M. Özlem ERDOĞAN

M. Özlem ERDOĞAN

Mail: [email protected]

Avrupa Gezisi İzlenimlerim -1)

Yaklaşık yirmi gün süren altı ülke, yirmi beş şehir gördüğüm Avrupa gezisi sona erdi. Bu gezide çok şey öğrendim ve gözlemledim. Anlatacak çok şey var.

Söze Selanik’teki Atatürk evinden başlamak isterim. Üç yıl önce gittiğimde kapalı idi, tadilat var diyerek içeri almıyorlardı. Söylenenlere göre Atamıza ait içerde hiçbir eşya da yokmuş zaten. Bu yıl ise yine dışarıdan baktık Atamızın doğduğu eve çünkü bu kez dış cephesi tadilatta idi. Yine dışarıdan bakmak zorunda kaldık.

O akşam gemi ile Adriyatik denizinden hareketle İtalya’ya ulaştık. İtalya’dan Pompei’ye hareket ettik. Pompei Vezüv yanardağının patlamasının ardından volkanik küllere gömülen büyük bir Roma kasabası. Amfitiyatrolar, atölyeler, fırınlar, küçük hamamlar, halka açık tuvaletler ve en ilginci de burayı gezenlerin pek bahsedip dile getirmedikleri tarihteki ilk resmi genelevlerin Pompei’de olması.

Gelen müşteriler tüccar ve gemi ile gelip dil bilmedikleri için genelevin kapısına müşterinin istediği pozisyonu resmetmişler. Yataklar taştan ve sadece üzerine saman yayılıyormuş. Müşteriler dil bilmedikleri için gösteren yol üzerindeki bazı duvarlara penis figürleri yerleştirilmiş. Aynı figürü yolun üzerine de yerleştirmişler.

Bir başka ilginç ve görülmeye değer olan ise cam kafes içinde sergilenen Vezüv yanardağının patlaması sırasında üzerine dökülen lav ve küllerin taşlaştırdığı insan kalıntılarıydı.

İtalya’da daha sonra Vatikan’a geldik. Aziz Petrus Bazilikası, Michelangelo, Rapheal gibi ustaların günümüze miras bıraktıkları harika bir mimari sizi karşılıyor.

Dini yapıya girebilmek için sıkı bir kıyafet denetimden geçiyorsunuz. Kolsuz elbise, şort vb. açık kıyafet ile içeri almıyorlar. İçeride ve dışarıda yine dikkatimi çeken ve yurt dışında ilk defa şahit olduğum bir ayine denk geldik.

Ellerinde büyük bir haç taşıyan ve ilahi söyleyerek Aziz Petrus Bazilikasından içeri giren iki farklı gurup vardı. Öğrendiğimize göre hastası olan insanlar bu ritüel ile hastayı papanın huzuruna getirip ondan şifa diliyorlarmış. Bütün dünyadan insanlar renk, ırk, din farketmeksizin oradaydı ve sabah saatlerinde orada olmamıza rağmen oldukça kalabalıktı.

Kentteki en havalı yer neresi diye sorsalar 'İspanyol Merdivenleri' der sanırım herkes. Adını yakınındaki İspanyol elçiliğinden almış. Merdivenden aşağıya doğru inerseniz kayık şeklinde tasarlanmış.

Trevi (Aşk) Çeşmesi çiftlerin kentteki gözde uğrak yerlerinden biri. Çeşmedeki heykel figürlerinden biri Neptün figürü iki deniz ulağı tarafından çevreleniyor.

Diğerinde ise bir bakirenin suyun kaynağını keşfettiği an betimlenmiş. Dilek tutup kendiniz için aşk ve mutluluk dilemek için şu ritüeli yerine getirmeniz gerekiyor. Çeşmeye arkanızı dönüp sağ elinize bozuk parayı almalı ve sol omuzunuzdan atmalısınız.  

Kolezyum Roma’nın en önemli simgesi konumunda. İnşası M.S.72 yılında başlamış. Zamanın ötesinde o kadar büyük bir yapıymış ki içinde bazen gemilerin kullanıldığı oyunlar düzenlenmiş. Yapı günümüzde kanlı gladyatör döğüş ve mücadeleleri ile anılıyor.

Floransa İtalya’da beni hayrete düşüren bir şehir oldu. Şehrin merkezinde bulunan Signoria Meydanı görüp görebileceğiniz en etkileyici meydanlardan biri.

Meydan gerçek anlamda bir açık hava müzesi. Açık hava müzesinde bulunan Neptün Çesmesi, Medusa başlı Perseus heykeli, Michelangelo tarafından yapılan Davud heykelinin replikası, Herkül heykelleri oldukça dikkat çekici. Meydanda gözümüze çarpan Vechio Sarayı ise Floransa’nın ikonik yapılarından biri. Kısacası Signoria Meydanı sanatsal ve kültürel zenginliklerini ziyaretçileriyle paylaşan büyülü bir yer.

Meydanda Açıkhava müzesinde sergilenen olağanüstü heykellerin nasıl olup da hem halktan hem de tüm dünyadan akın akın gelen turistlerden nasıl korunabildiğini bir türlü aklım almadı ve buna gerçekten inanamadım. Kısa bir araştırma yaptım ve bu konu ile ilgili önemli bilgiler edindim.

Her bir orijinal heykeli koruyan üç tane muhafız varmış. Akşamları açık hava müzesinin olduğu yer teller ile çevriliyormuş ve her akşam üç tane araba heykelleri korumak üzere meydana gelip bekliyormuş.

Ayrıca orijinal heykelleri koruyan elektrik sistemi mevcut. Heykellerden birine dokunacak olsanız sizi elektrik çarpıyormuş.

Yıllar önce bir sarhoş İtalyan, heykellerden birine şişe fırlatmış ve ceza olarak her türlü kamu hizmetinden ve kamu görevinden ömür boyu men cezası almış. Çok yüksek para cezasına çarptırılan da olmuş.

Floransa halkı çocukluğundan itibaren sanata değer vermeyi öğreniyor ve bu yeti ile donatılıyor ve yetiştiriliyor ve diyebilirim ki şehrin gezerken her yerden müzik sesleri geliyor kulağınıza.

İtalya anlatmak ile bitmez. Altı ülke ve yirmi beş şehir gördüğüm gezi izlenimlerimi sizleri sıkmamak adına şimdilik burada noktalıyorum. Bir daha ki yazımda anlatımıma kaldığım yerden Pisa’dan devam edeceğim.

Şimdilik hoşçakalın değerli okurlarım.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar