Kurumlar kalıcı, kurum yöneticileri geçicidir. CHP halka mâl olmuştur, halkın partisidir.
Parti yönetimi başarısız ise; sebeplerini, seçmeninden kopuk olmasına, yönetimin kabuğunda sıkışıp kalmasına, parti içi çıkar ilişkisinin partinin değerlerini sabote ettiği anlamına bağlamak doğru ve gerçekçi olmaz mı?
Seçmen başka bir alemde, parti yöneticileri farklı dünyalardadır!
Ayrışmaya engel olmak CHP’li yöneticilerin asli görevi değil midir?
Başaramadın ise istifa eder gidersin, yerine vizyonlu, siyasal görüşü tutarlı, politik düşüncesi oturmuş ve seçmenin onayladığı birisi çıkıp aday olur.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifaya yanaşmamasının partinin tüzel kişiliğine olduğu kadar, seçmenine kadar yansıyan birçok olumsuzluğu vardır.
CHP’li seçmen küstürülmüştür.
Önümüzdeki belediye seçimlerinde akla kara ortaya çıkacaktır. İddialı konuşmak istemiyorum ancak, İstanbul seçimlerinde CHP’nin kaybedeceğini düşünüyorum. Sayın İmamoğlu’nun kazandığı seçimdeki 800 bin oy farkın AKP’ye kızgınlıkla verilmiş emanet oylardan oluştuğunu düşünüyorum.
CHP'ye yeni başkan! İstanbul Belediyesi’ne yeni bir aday, yıpranmamış bir isim olmalı.
Işin özü; Sayın Kılıçdaroğlu seçim sonuçları alınır alınmaz istifa etmeliydi.
Son söz:
Sayın İmamoğlu CHP’nin başına geçmeli, İstanbul Belediye Başkanlığı’na Mustafa Sarıgül aday olmalıdır.
CHP’yi diriltecek, yeniden potaya sokacak tek ve nihai çözüm bence budur.
Yorum Yazın